Ölüm; kişinin organlarının işlevini kaybetmesi, hayati faaliyetlerinin bitmesidir. Yaşadığımız hayatın bir sonu olduğu ve herkesin bir gün yaşamını kaybedeceğini bilmek psikoloji üzerinde farklı etkiler yaratır. Yaşamın bir sonu olduğu düşüncesi, bazı kişilerde ölüm kaygısını beraberinde getirerek kişinin duygusal durumunu zorlayabilir. İnsanlar bir gün ölecekleri düşüncesini kabul etmekte zorlanırlar ve bu nedenle ölüm gerçeğini bilinçaltına iterler. Birçok insan sevdiği birini kaybetmediği ya da farklı bir kayıp yaşamadığı sürece çok nadir olarak ölüm hakkında düşünür. Yaşamın bir sonu olduğunu bilerek ölüm korkusu yaşamak kişinin günlük hayatını ve eylemlerini etkileyebilir.
Ölüm Kaygısı
Hayatının bir gün sona ereceği düşüncesi duygusal olarak herkesi etkiler fakat bu düşüncenin kişide yarattığı duygulanım birbirinden farklıdır. Günlük hayatta çok fazla ölümü düşünmek ve hayatını ona göre şekillendirmek bireyin bütün hayatını olumsuz etkiler. Ölüm kaygısı yaşamak normaldir fakat yaşamın bir gün sona ereceğini bilerek yaşamak, hayatı daha anlamlı yaşamayı sağlayabilir. Ölüm korkusu, bireyin hayatın sona ereceğini fark etmeye başladığı anlardan itibaren gelişir. Ölüm kaygısı ve ölüm korkusu bir noktada birbirinden farklılaşır. Ölüm kaygısı, kişinin yok olma korkusuyla alakalı geliştirdiği bir tutum iken; ölüm korkusu somut olarak ölümün korkutucu oluşuyla ilgilidir. Ölüm kaygısının birçok farklı boyutu vardır; öldükten sonra ne olacağı hakkındaki belirsizlik ve yalnızlık korkusu, öldükten sonra cezalandırılma korkusu, hayatta kalan sevdikleri için endişe duyma, acı korkusu ve bedenini kaybetme korkusu. Anksiyete ölüm korkusu, bu korkuyu yaşayan kişilerin hayatını büyük oranda etkileyebilir. Kişinin öleceğini düşünerek yaşaması günlük rutinlerini gerçekleştirememesine, öleceğim düşüncesiyle herkesten ve her şeyden uzaklaşmasına sebep olabilir.
Ölüm Karşısındaki Tutumlar
Ölümün tanımı her bireyin kafasında farklıdır. Bazıları için ölüm büyük bir kaygı yaratırken, bazıları ölümü düşünerek rahatlar. Ölümün genel tanımı değil, kişinin ona kazandırdığı anlam daha önemlidir. Ölüm, kişi tarafından hayatını bitiren bir olay ve yok olma olarak anlamlandırılıyorsa ölüm kaygısı yaşaması olasıdır. Ölümü, hayatın bir gerçeği olarak kabullenip bunun da yaşamanın bir parçası olduğunu bilen kişiler yoğun ölüm kaygıları yaşamazlar. Ölüm korkusu neden olur sorusunun cevabı, tamamen ölüme verilen anlamla ilgilidir. Kişinin hayata ve ölüme olan bakış açısı, bu konuda kaygı yaşayıp yaşamayacağı hakkında belirleyicidir. Ölüme olan bakış açıları; kişinin inancına, yaşadığı topluma, kişilik özelliklerine göre değişir. Bireyin kendi ölümüyle alakalı geliştirdiği 5 farklı tutum vardır. Bunlar:
- Ölüme karşı gelme: Ölüme karşı gelen kişiler, ölümsüzlük isteği olan kişilerdir. Bu tutuma sahip kişiler, öldükten sonra bedenlerini saklama gibi davranışlarda bulunurlar.
- Kabullenmeme: Bu kişiler ölümü hayatın bir gerçeği olarak kabul etmezler ve ölüm gerçeğiyle mücadele ederler. Ölüm yokmuş gibi yaşar, ona göre davranırlar. Bu bireylere göre ölüm saklanması gereken bir gerçektir ve ölen kişinin arkasından yas tutulmamalıdır.
- Ölmek isteme: Ölümü isteyen kişiler yaşadıkları hayattan memnun olmayıp sakinlik ve sessizlik arayan kişilerdir.
- Kabullenme: Ölümü kabullenen kişiler, hayat kadar ölümün de bir gerçeklik olduğunu bilir ve bu durumdan kaygı duymaz.
- Yas: Yas durumu, ölen kişinin ardından duyulan üzüntü ve özlem sürecidir. Yas sürecinde kişi çeşitli aşamalardan geçer. Bu aşamalar; inkar aşaması, özlem, uyum ve yenilenmedir.
Ölüm Korkusu ile Baş Etme
Ölüm korkusu nasıl yenilir sorusu, ölüm kaygısıyla baş eden kişiler için büyük bir soru işaretidir. Bireyin yaşı arttıkça, ölüm korkusu da artarak ölümün hayatın bir gerçeği olduğunu kabullenmeyi zorlaştırır. Kişinin hayatını doya doya ve anlam katarak yaşaması, bunların bir sonu olduğu gerçeğini kabullenmesine yardımcı olur. Ölümün varlığını kabullenmek, ertelememeye ve hayatı daha dolu yaşamaya neden olabilir. Ölüm korkusu, bir noktada hayattayken gerçekleştirmek istediğimiz şeyler için motive edicidir. Ölüm korkusuyla baş etmenin yollarından bir tanesi, ölüm korkusunu deneyimlemektir. Bu korkuyu yaşayan kişilerin bunu deneyimlediklerinde hızla ölüm kaygılarının azaldığı tespit edilmiştir. Kişinin ölüm hakkında daha fazla bilgi edinmesi ve ölüm gerçeğinden kaçmaması ölüm kaygısını azaltabilir.