Ağlamak isteyip ağlayamama durumunun altında birçok farklı sebep yatar. Bu sebepler psikolojik olabildiği gibi fiziksel de olabilir. Gözlerdeki bir rahatsızlık, bir ilacın yan etkisi ya da depresyon semptomları ağlamak isteyip ağlayamamaya neden olabilir. Bu durum kişide huzursuzluk yaratarak rahatlamasına engel olabilir.
Yazı Başlıkları
Ağlamak İsteyip Ağlayamamanın Nedenleri
Ağlayamamak, birçok sorundan kaynaklanabilir. Ağlamak isteyip ağlayamayan kişiler, bunun sebebinin hem psikolojik hem de fiziksel nedenleri olabileceğini bilerek uzman kişilerden yardım almalıdırlar. Ağlayamamanın fiziksel sebepleri arasında; şeker hastalığı, göz kuruluğu, kullanılan ilaçlar, menopoz ve hamilelik döneminde yaşanan hormonal değişiklikler, lens kullanımı, göz enfeksiyonları sıralanabilir. Psikolojik nedenleri ise çocukluktan gelen davranış kalıpları, depresyon hali ve travmalar olabilir.
Ağlayamamanın Psikolojik Nedenleri
Ağlamak isteyip ağlayamamak, birçok psikolojik sebepten kaynaklanabilir. Ağlamak, bazı kişilerde çocukluktan itibaren zayıflık göstergesi olarak kabul edilebilir. Bunun en büyük nedeni çocuk ağladığında ebeveynlerin gösterdiği tepkilerdir. Kişiler ağlayacak duruma geldiklerinde, duygularını baskılayarak gözyaşlarına engel olmaya çalışırlar ve bu ağlayamama durumuna sebep olur. Bazı kişiler, duygusal bir travma yaşadıktan sonra ağlama yeteneğini kaybederek psikolojik bir savunma mekanizması geliştirebilir. Ağlayamama durumunun bir başka sebebi de depresyon olabilir. Depresyonda olmak, çoğu insan tarafından daha fazla ağlama durumu olarak bilinse de bazı depresyon hastaları ağlayamama durumuyla baş başa kalabiliyor. Ağlamak bir depresyon belirtisi olduğu gibi ağlayamamak depresyon belirtisi olarak gözlemlenebilir.
Ağlayamamanın Çocukluk Döneminden Kaynaklanan Sebepleri
Ağlayamamak, fiziksel ve psikolojik birçok durumdan etkileneceği gibi çocukluk döneminde yaşanan herhangi bir durum da ağlamak isteyip ağlayamamaya sebep olabilir. Bazı kişiler, çocukluk döneminde duygularını ifade edebilecekleri güvenli bir alan bulamadıkları için bu duygularını bastırırlar. Ağladığı sırada ebeveynleri tarafından ağlamasına kızılan çocuk, ağlamanın kötü bir şey olduğunu düşünerek duygularını içinde tutabilir. Bu çocuklar büyüyüp birer yetişkin haline geldiklerinde de bütün ilişkilerinde duygularını bastırarak içinde tutma eğiliminde olacaktır. Bebeklik ve çocukluk döneminde duyguları anlamlandırmak oldukça zor bir süreçtir. Duygularını iyi tanıyamayıp, yeterince güvenli bir ortamda yaşayamayan çocuklar yetişkinlik döneminde duygularıyla nasıl başa çıkacağını bilemez. Bu durum yetişkinlik döneminde ağlayamama ya da diğer psikolojik problemlere sebep olabilir.
Cenazede Ağlayamamak
Cenaze gibi duygusal olarak yıpratıcı durumlarda kişiler kısa süreli şok durumları yaşayabilir, şok halindeyken ağlamak oldukça zorlayıcıdır. Cenazede ağlayamamak şok durumundan kaynaklanabileceği gibi kişinin güçlü durma gayretinden de kaynaklanabilir. Bu kişiler, yalnız başlarına kaldıklarında ve kendilerini güvenli hissettikleri bir ortamda daha rahat ağlayabilirler. Cenaze ortamlarında ağlayamamak, beklenen ve olası bir durumdur. Böyle durumlarda herkesin üzüntüyü yaşama şekli birbirinden farklıdır. Kişi ağlayarak, ağlamayarak, güçlü durarak ya da sessiz kalarak üzüntüsünü yaşayabilir. Üzüntü yalnızca ağlayarak dile getirilebilir gibi kalıplaşmış bir inanış olsa dahi bu doğru değildir, herkesin hüzün dili birbirinden farklıdır.